31 Mayıs 2014 Cumartesi

FINAL WEEK

ruhumu alıpta kalıpta dondurmuşlar ,
onu  sıkıl diye  toprağa kondurmuşlar....

  Bu şiiri bilenler  fark eder belki  halimi anlatmak için biraz değiştirdim.  Sadece  canım çok sıkılıyor  , bir dönemin daha sonuna geliniyor  ve  final  haftası yaklaşıyor , kafamda  hangi ders nasıl  çalışılacak  bir plan  yok.
   Dün gece  microprocess e  baktım  , öyle  baktığımı  farkettim , yav  vizeden sonra  işin ucu  kaçmış, derslere adam gibi girmedim,  görünen  o ki  baya  bir  efor sarf etmem  gereken en başlıca  ders , kitap şu an karşımda  sinsi  sinsi gülüyor '' gel buraya  ne  halt yiyorsun orda  sana sınavda  gösterecem ben  yazıyı bloğu der gibi ''   ama kendinden haberi yok salak dersin , adam gibi ders diye  başka üniversitelerde   gösterilmiyor bile , gösterilende  günümüzde piyasaya uygun yazılım  şeklinde olanlar , işte  bizim  deü farkı bu  işte .zaten bu bölümde  yazılım ve sinyal dersleriyle  hiç aram iyi olmadı ki bunla da olsun.  ne yapalım sistem öyle bir sistem ki her şeyi bilmen lazım dercesine adamı boğuyor, kardeşim  bana  kendimi  geliştirmek istediğim alanda  ders versene , hay sizin üniversite anlayışınıza  diyor insan da  elden gelen bir şey yok. şu diplomayı  allahın izniyle alsaydık.

 Sonra  control  var ,  allahtan hoca vizelerden sonra  fazla konu işlemedi, yinede hiç bakmadığım  iki slayt var sanırsam. en azından micro gibi değil çalıştıkça  anlaşılıyor  , zaten  taşları yerine oturttuk   vizelere çalışırken  biraz daha  kasarsak  olur inşallah .

 Tabi  motor  bangır bangır  bağrıyor  iki tane hiç bilmediğin konu var bende  hemen  oh  çekme   diye , zaten oda bir sıkıntı  controlle  motor peşpeşe , şu  bir hafta  hem motor  hem micro çalışmalıyım ,  adını gönlüme yazmak istiyorum motor , en sevdiğim derssin ama   ona da  eyüp hoca izin vermiyor,  standartı yok  adamın, o kadar  çalıştık öğrendik ilk dönem ne oldu hop finalde  lokum gibi sorularla  lokum gibi sınava tabi tutaraktan  , biz dc motor dedik candır dedik çalıştık , hoca gitti , iki tane  baba  trasformator cananı  getirdi. neyse  fazla  takmadık be motor  eğildiysek te sana karşı eğildik dedik ve bu döneme geçtik.  ama yine de bu durum beni  her zaman  çekimser  davranmak zorunda  bırakıyor  power a  karşı.  ve şu anda aklıma  barış mançodan o şarkı geldi  ''

Arpa buğday yan yana orak istemez 
Yağız at şahlandımı durak dinlemez 
Sende biraz naz ediyorsun ama sanki bana gönlün var gibi gibi 
Yüzüme karşı git diyorsun ama sanki gözlerin kal der gibi gibi 
Yeter çektiğim insaf et gayri senin bana gönlün var gibi gibi ...  
 şu an bu şarkı senle beni anlatıyor motor  bilinmez duygu  karmaşıklığını ve acısını.  

 Analog   communication ,oh canını sevdiğimin dersi  her ne kadar lablarından o devre tasarımlarından  ve  kurduğun halde çalışmayan devrelerinden   nefret etsem de  ,  keşke hepsi senin gibi olsalar be. bu senin kolaylığından değil , bunun en büyük sebebi hoca farkı  standartı belli hocaların , nerde ne  soracağı  , adamlar  uzaydan soru getirmiyor, ne  anlattıysak onun kafasındalar  , daha  doğrusu  kendilerinin yapabileceği soruları soruyorlar öğrencilere.
 
Hadi bakalım  başlasın final maratonu  ve yine barış mançoyla  kapatalım
Yaz dostum
Mustafa söyler kendi bir ders alır mı
Yaz dostum
su üstüne yazı yazsan kalır mı
Yaz dostum
bir dünya ki haklı haksız karışmış
Yaz dostum
boşa koysan dolmaz, dolusu alır mı

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder